Dedem Anısına

Dedem Dr. Abdülkadir GÖKSEL Anısına…

Dedem Abdülkadir GÖKSEL, Haydarpaşa’daki İstanbul Tıp Fakültesinden 1928 yılında mezun olup Arap harfleriyle yazılmış doktorluk diplomasını aldığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni kurulduğu yıllardı ve henüz Atatürk’ün Harf Devrimi olmamıştı.

Ülkenin dört bir yanında çalışacak ve şifa dağıtacak hekimlere ihtiyacı vardı. Dahiliye ihtisasının yanı sıra, Göz Hastalıkları ve Kulak Burun Boğaz ihtisası yaparak memleketi Gaziantep’e gerçekten büyük bir bilgi donanımı ve deneyimle geri dönüyordu. Radyoloji sertifikası da alarak Gaziantep’e ilk olarak röntgen cihazını getiriyordu. Uzun yıllar Gaziantep’te Devlet Hastanesi’nde ve Amerikan Hastanesi’nde çalışıp Başhekimlik yaptı.

Dedem Dr. Abdülkadir GÖKSEL

1940-1980 yılları arasında Gaziantep’te yaşayıp da Dr. Abdülkadir Göksel’i tanımayan ya da en azından ona muayene olmamış kişi yoktur diyebilirim. Gaziantep bölgenin gelişmiş, merkez şehri olduğundan, çevre iller ve köylerinden de sağlık hizmeti almak için birçok hasta geldiğini hatırlıyorum. Dedemin Gaziantep’te çalışmaya başladığı ilk yıllar Trahom salgınından birçok kişi gözünü kaybediyor ve bölgenin tek Göz uzmanı olarak gece gündüz Trahomla savaşıyordu.

Dedeme ait anılarım yaklaşık 8-10 yaşlarımda gözümde canlanmaya başlıyor. Onu her zaman ciddi, otoriter bir kişi olarak hatırlıyorum. Muayenehanesinde, masanın üzerinde, hemen her hasta için kullandığı mikroskopu ve teşhis için kullandığı, kendine ait laboratuvarı gözümün önünde daima canlı… Şu anda teknolojik olarak bir çok klinisyenin yararlandığı ileri görüntüleme yöntemlerinin olmadığı bir dönemde, sadece hastayı muayene ederek tanı ve tedavide bu kadar başarılı olan bir doktorun, bölge çapında meşhur olmasına pek de şaşırmamak gerekli doğrusu.

Dedemin bölgedeki ünü ve başarısı, benim için her zaman ulaşılması imkansız bir hedef ve güç kaynağı olmuştur. Babam Dr. Sermet Göksel’den sonra ailenin 3. kuşak doktoru olarak,  aldığım tıp eğitiminin yanı sıra, dedemden ve babamdan öğrendiğim samimi ve dürüst doktor-hasta ilişkisi ve bu meslekte paranın her zaman ikinci planda olması gerektiği bilgisiyle mesleki olgunluğa eriştim. Doktor kimliğimi tamamlayan deontolojik değerleri, dedem ve babamdan öğrendim.


Aynı ismi taşıdığım dedemin anısına saygıyla…

Comments are closed.